Eskrim de Milli Takım Hazırlık Kampı Alanya’da devam ediyor.
Eskrim Federasyonu’nun 2021 yılı faaliyet programında yer alan Epe Milli Takım Hazırlık Kampı 4-14 Temmuz tarihleri arasında Alanya’da gerçekleştiriliyor.
Antrenörler, Emin Şendut ve Murtaza Berkan Anıl, kamp sorumlusu Yusuf Barsbuğa eşliğinde, Alanyaspor Eskrim Branşı spor salonunda gerçekleştirilen hazırlık ve gelişim kampında Epe Milli Takım sporcularımız, 2021-2022 sezonunda Avrupa ve Dünya Şampiyonalarındaki müsabakalarda ülkemizi en iyi şeklide temsil edebilmek için yoğun bir şekilde çalışmalarına devam etmekte.
“Eskrim” ülkemizde pek tanınmayan, ilk olarak İspanya’da başlayıp, daha sonraları İtalya’da gelişimini sürdüren, 1839’da Tanzimat Fermanı sonrasında askeri okullara maç ve kılıç derslerinin okutulmaya başlanması ve 1923 yılında da Türkiye Eskrim Federasyonu’nun kurulmasıyla ülkemizde gerçekleştirilen spor dallarından birisidir. Bununla birlikte eskrim sporunun ülkemiz spor basını açısından son derece ilginç bir özelliği vardır ki, o da, gazetelerde yer ilk spor haberinin o zamanlar Fransa’da gerçekleştirilen eskrim müsabakaları hakkında olmasıdır. Modern eskrim sporunda, üç ayrı silah ve branşını ifade eden Flöre (foil), Epe (Epee) ve Kılıç (Sabre) dalları mevcuttur. Her bir silahın ya da branşın kendine has kuralları bulunur.
Şu anda hazırlık kampı çalışmaları nedeniyle Alanya’mız da bulunan Eskrim Milli Takımız Epe branşı ile ilgilenen sporcular olmasından dolayı hem Epe branşını tanımak hem de Milli Takım antrenör ve sporcuları ufak bir röportaj yapmamın kaçırılmayacak bir fırsat olduğunu düşündüm.
Önce, Alanya Milli Takım Kampı antrenörlerinden Emir Şendut ile burada gerçekleştirilen kamptaki faaliyetler hakkında görüştüm. Bu kampın, Epe branşında 2021-2022 sezonunda Avrupa ve Dünya şampiyonalarında ülkemizi temsil edecek sporcuları bu turnuvalardaki kabiliyetlerini ve başarılarını arttırmaya yönelik taktik ve çalışmaların gerçekleştirildiği, geliştirme amacına yönelik olduğunu söyledi. Genellikle yıl içinde bunun gibi 1-2 milli kamp olduğunu, bu kampta da U20 ve U17 klasmanlarında kadın ve erkekler kategorisinden ilk 4, U14 kategorisinden de klasman birincilerinin yer aldığı kamp kadrosunda, Türkiye’deki birçok eskrim kulübünden 8’ine lisanslı, 9 ‘u kadın, 9’u erkek olmak üzere toplam 18 sporcunun bulunduğunu belirtti.
Ben ne zaman herhangi bir spor dalında milli sporcularımızı görsem, hem onların bu aşamaya gelinceye kadarki fedakârlıklarını, performansları ve çalışmalarını takdir eder hem de onlarla gururlanırım. Ülkemi yurtdışı turnuvalarda temsil eden 18 Türk gencinin de böyle sıra dışı ama son derece atak, dikkat ve çeviklik gerektiren bir sporda yer alması ve onları antrenman yaparken izlemekten de son derece mutlu oldum. Şendut’a burada bulunan sporculardan Olimpiyatlara katılan olup olmadığını sorduğumda, bu kamptaki sporcuların 20121-2022 sezonu için çalıştıklarını ama 2020’de olması gereken ve pandemi nedeniyle 2021 yılına ertelen Tokyo Olimpiyatında ülkemizi eskrim sporunda Flore branşında İrem Karamete’nin temsil edeceğini öğrendim. Bence bir kişi bile olsa, Tokyo Olimpiyatında eskrim branşında Türkiye’yi temsil edecek bir sporcunun olimpiyat elemelerini geçmesine sevinmiştim.
Dünya Çapında Başarı Sahibi Sporcularımız
Emir Şendut ile konuşmamıza devam ederken, Tokyo Olimpiyatları olmasa bile, ülkemizi bu yıl Mısır’da düzenlenen Dünya Eskrim Şampiyonasında, U17 kategorisinde başarı ile temsil eden, kadınlarda dünya altıncısı olan Aleyna Ertürk ve erkeklerde dünya on üçüncüsü olan Halis Efe Elibol’un bu kampta yer aldığını söylediğinde, gelecek olimpiyatlarda ülkemizi temsil edecek gençlerimizin doğru ve emin adımlarla yollarına devam ettiklerini gördüm.
Başarılı dereceler almış sporcularımızla ufak bir sohbet edebilmek için antrenmanlarının bitmesini beklerken, Epe branşının diğer branşlardan temel farklarının ne olduğunu sorduğum Şendut şunları söyledi, “Öncelikle her 3 branş da kullanılan silahların farklı boyut ve fiziksel ve özelliklere sahiptir. Bununla birlikte diğer önemli bir farklılığın, karşısındaki oyuncuya silahla hamle yapıp sayı alma manasına gelen, fransızca “Touche”, türkçe karşılığı olarak “Tuş” veya “Dürtme” olarak ifade edilen hareketin; Flore branşında sadece gövdeye (baş, kollar ve bacaklar hariç), Epe’de tüm vücut dahil olmak üzere yapılırken, Kılıç branşında baş, kollar, ve gövdeye (bacaklar hariç) silahın ucuyla tuş yapabilmenin yanında, bu noktalara kesme denen hareketin, yani silahın dokunması yeterli” diye belirtti. Bunun yanında, milli takıma girmek için ne tür seçim aşamalarından geçtiğini de anlattı ama farklı bir röportaj konusu olacak kadar çok ayrıntı içerdiğinden bu konuyu yüksek müsaadenizle pas geçiyorum.
Aleyna Ertürk
Eskrime özel sporcu kıyafetleri ve maskelerini taktıktan sonra bir sporcuyu tanımanın tek yolu sırtlarında yazan isimleri ki, fotoğraf çekerken kalabalık salonda bir anda yanımda beliren genç milli sporcunun Aleyna Ertürk olduğunu ancak kendini tanıtınca farkına vardım. 16 yaşında olan Ertürk, eskrim sporuna 8 yıl önce babasının arkadaşının tavsiyesiyle bu spora 8 yıl önce başladığını, bu sürenin son 3 yılının da milli takımda geçirdiğini söyledi. Spor hayatına Çankaya Eskrim Spor Kulübünde devam eden Ertürk’e eskrimi tercih etmesinin nedenini sorduğumda yanıtı net ve kesindi: “Maskeyi ilk taktığımda yaşadığım heyecan”. Bunu söylerken bile hala o anı yaşıyor gibiydi ve bence maskeyi her taktığındaki o heyecan ve istek onu dünya çapında başarılı bir sporcu olmasını sağlamak için adeta ona güç veriyor. Zaten ne demişler, “Ya sevdiğin işi yap, ya yaptığın işi sev”, sanırım Ertürk bu özlü sözün ilk kısmına dahil olanlardan, ilk andan beri yapmayı istediği ve sevdiği eskrim için canla başla çalışan, milli sporcu mertebesine erişen genç bir yetenek. En başında beri Epe branşı ile ilgilendiğini söyleyen Ertürk’e bu sporun kendisinde ne tür değişimlere neden olduğunu sorduğumda, bu sporu yaparken sahip olunması gereken tam konsantre halinin, kendisindeki dikkat dağınıklığı sorununu yenmesinde yardımcı olduğunu, bunun neticesinin de derslerindeki başarısına olumlu yönde etki ettiğini ayrıca birçok farklı yerler görmesine ve farklı milletlerden sporcularla tanışma imkanı sağladığı için de sosyal olarak kendinin geliştiğini ve iletişim yeteneklerinin arttığından bahsetti.
Başarı İçin Maskeyi Takmak Yeterli
Bu spora başlama nedeni olan maskeyi her takışı, Ertürk’ün, bireysel ve milli olarak yıldızlar, gençler ve büyükler kategorilerinde, öncelikle Avrupa ve Dünya Şampiyonaları, sonrasında 2024 Olimpiyatlarında ülkesini başarılı bir şekilde temsil etme hedeflerinin ve isteğinin ateşleme düğmesi adeta. O, bazıları için çok sıkıcı, hatta tehlikeli ya da fobi olabilecek kıyafetler ve maskesiyle birlikte mutlu olan bir sporcu. Bu günlere gelene kadar ailesi, öğretmenleri ve antrenörlerinin desteğini esirgemediğini söyleyen Ertürk, eskrimin çabukluk, hız, refleks içeren hareketliliğinin ve estetikliğinin kendisini etkilediğini belirtirken, Mısır’daki Dünya Şampiyonası maçlarına çıkarken heyecanlandığını ama bunun tatlı bir heyecan olduğunu ifade ederken, bence onun bu tatlı heyecanın kaynağının, milli bir sporcu olarak ülkesini temsil etmesinin sorumluluğu ve gururunu yaşatan eskrime olan sınırsız sevgi ve ilgisinden kaynaklandığından hiç şüphem yok. Eskrim sporu için genç arkadaşlarına tavsiyesine gelirsek, bu sporun her yönüyle kendisini geliştirdiğini, bu nedenle de gençlerin eskrime başlamasının, hem bireysel hem de sosyal yönden gelişimlerine fayda sağlayacağını ifade etti.
Halis Efe Elibol
Eskrim sporu müsabakalarındaki atik ve refleks hamleler sonrası, “o anları” fotoğraflayabilmek için sporcuların hızlarına kameramın ayarlarıyla yetişmeye gayret gösterip, aynı zamanda da bu sıra dışı sporu anlamaya ve estetik hareketlerini özümsemeye çalışırken, özel kıyafet ve maskeler içindeki sporcular arasından birisi yine maskesini çıkartıp yanıma oturuverip, “Merhaba, ben Halis Efe Elibol” dedi. Halis de 16 yaşında, 5 yıldır eskrim sporu ile ilgileniyor ve bunun 2 yılını milli takım bünyesinde geçirdiğini söyledi. Eskrimle ilk tanışmasını sorduğumda, o zamanlar zaten yüzme ve pentatlon sporlarıyla ilgileniyorken, bir yarışma esnasında eskrim kulüp antrenörünün tavsiyesi üzerine eskrimle tanıştığını, eskrimin zaten pentatlonun içinde yer aldığını ve başlayınca da diğer sporları yapmaktan daha çok sevdiğini görünce, 2017 sonra sadece eskrim sporunu yapmayı devam ettiğini söyledi.
Yine, anlık ve tutkulu bir karar sonrası, yine başarılı ve istekli bir sporcu. Sanırım bu anlık ama kararlı başlangıçlar eskrim sporunun doğasından kaynaklı bir durum. Bu süreçte ailesinden, özellikle de her antrenmana kendisini götürmekten yılmayan babası ve kendisine her konuda destekleyen antrenörünün destekleriyle bu günlere geldiğini bahsederken, arkadaşlarının da kendisinin yanında olduğunu tüm bunların da eskrimi yapmasındaki motivasyonu arttığını söyledi. Elibol’da ilk anda Epe branşıyla başlayıp hala devam eden sporculardan.
Bu sporu yaparken, güç, denge, hareketlilik gibi fiziksel noktalarda kendine faydalı olduğunu söylerken, bu sporun tüm vücuttaki kasları çalıştıran bütünsel bir spor olduğunu, fiziksel etkilerinin yanında odaklanma, hız, karar verme, alınan karar ve/veya yapılan hamlelerle kendinden emin olmayı sağlayan ve özgüveni arttıran sosyal yönleri de geliştirdiğini söyledi. Zaten bunu, kendisiyle yaptığım kısa konuşma esnasında bile çok yakından tanık oldum. Elbisenin içine her girdiğinde heyecanlandığını ama bunun stres kaynaklı değil de, adeta kendisini gerçek dünyadan soyutlayan ve bambaşka bir kimliğe büründüğünü, bu yeni Halis Efe Elibol’un da çok güzel biri olduğunu söylüyor. Sanrım onun bu spora olan ilgisi, bağlılığı ve isteği ancak bu kadar yalın ama net bir şekilde anlatılabilirdi.
Ailemi Ve Kendimi En İyi Şekilde Temsil Etmek İstiyorum
Bireysel hedef olarak, bu sporu daha iyi bir şekilde yapabilmek ve başarılı olabilmek için tüm antremanlarına aksatmadan katıldığını, hayat tarzını hatta yemek yeme alışkanlıklarını bu spora uygun bir şekilde özenli ve bilinçli bir şekilde belirdiğini söylerken, milli sporcu olarak da önceliğinin Avrupa ve Dünya Şampiyonalarında ve circuitlerde Türkiye’yi en iyi şekilde temsil etmenin yanı sıra, elde edeceği bu başarıların, kendisine, olimpiyatlarda ülkemizi temsil etme kapısını açacak anahtar olacağının da bilincinde olan genç bir sporcumuz. Elibol, bu hedeflerini gerçekleştirmek istemesinin önemli bir nedeni olarak da, adını taşıdığı ve yakın zamanda kaybettiği Halis dedesi olduğunu söyleyince, nedenini merak ettim. Dedesi ve büyükannesinin, kendisi müsabakalara çıktığı zaman kıyafetinin arkasında yazan ismi her gördüklerinde çok duygulanıp, heyecanlandıklarını, bu nedenle de çıktığı her müsabakada onları düşünüp, “İsmini taşıdığım dedem ve büyükannemi gururlandırmak ve bu ismi her platformda en iyi bir şekilde temsil etmekten mutlu oluyorum” diye ifade etti. “Eskrimin her ne kadar Türkiye’de çok bilinen bir spor olmadığını bilsem de, ilk amacım bu sporu tanıtmak” diye ifade eden Elibol, bu spora başlamak genç arkadaşlarına, eskrimin giyilen kıyafetler ve kılıçla birlikte bambaşka bir alemde çok keyifli ve eğlenceli bir spor olduğunu ve mümkün olan en erken yaşta bu spora başlamalarını tavsiye ediyor.
Bu güzel sohbetleri ve eskrim sporunu en azından bir izleyeci olarak bana sevdiren Epe Milli Takımının değerli yöneticileri ve sporcuları ile tanışmamın bendeki en büyük etkisi ne oldu derseniz? Kendisini, ailesini, ülkesini temsil etmenin sorumluluğuna ve bilincine sahip böyle gençlerin olduğunu görmek, sporun bireysel ve toplumsal olan başarılı bir nesil yetiştirilmesindeki en önemli teminatlardan biri olduğuna bir kez tanık olduğumu sizlere söylemek istiyorum.
Haber / Fotoğraf ve Söyleşi
Özgür KÖROĞLU -ALANYA