Tribünlerde olduğu kadar kararlı mıyız?

Futbol, ülke sermayesinin kemik ekibinden sayılabilecek güçte önemli bir parçası, çarkın en kuvvetlisi dişlisi..

Felaket sonrası ‘normal’ kelimesini minimum kullanarak hayatta kalmamız ve yardımlarımızı uzun vadeli şekilde zamana yayarak yapmamız için zorunda olduğumuz işlerimize ve mecburiyetlerimize yönelmeye başlamışken stadyumlar ve tribünlerden seslerin yükselmesiyle dur durak bilmeyen gündemimiz tekrar yenilendi.

Bu denli acı içinde Beşiktaş tribünlerinden duyulanları mı konuşacağız?

Halâ artçı sarsıntılara evlerine eşya almak suretiyle giren vatandaşlar hayatını kaybediyorsa, enkazlar kaldırılmadan ve yer kabuğu yüzyılın en hareketleri dönemini yaşarken inşaat çalışmalarına başlandıysa Beşiktaş tribününden çıkan sesleri dikkate alabiliriz.

Depremin ilk haftasından itibaren taraftarların afet bölgesine yaptıkları yardımlarla ve Çarşı grubunun alanda halkını koruyucu, yardım edici tavrına şahit olduğumuz Beşiktaş JK, dün oynanan maçta da afetzede çocukların yanında olmak, onları bir nebze hayata döndürmek için ‘Oyuncaklar Sahaya’ organizasyonuyla binlerce çocuğa ulaşacak bir yardım kampanyasına imza attı.

Skor tabelasında depremden etkilenen on ilimizin isimleri siyah fonda ağır ağır gösterilirken, ‘Bu Oyuncak Sana’ arkadaşım nidalarıyla Beşiktaş için maçın sonu mağlubiyet olsa bile halkın ve minik kalplerin iyileşmesi bütün galibiyetlerden önemli bir yere geldi.

Yalnız Beşiktaş değil, Fenerbahçe tribünlerinden de işitilen ‘Hükümet İstifa’ sloganlarıyla iki gündür siyaset ve spor arasında suların durulmadığı saatler geçti. Kimi siyasi isimler kulüp üyeliklerinden istifa ederken kimileri ise tribünlere destek çağrısında bulundu.

Karşıt görüşlerin hava uçuştuğu akşamda devlet ve hükümet kavramları da oldukça tartışıldı.

Tribünlerde olduğu kadar inatçı ve kararlı mıyız?

Yaklaşık bir aydır yaşadığımız üzüntü, çaresizlik ve sıkıntı sonrasında elimizde kalan spor müsabakalarının ve futbolun ülkemizin büyük bir bölümünü deşarj etme yeteneği varken statlar aracılığıyla sonuca varmayacak bir şekilde ifade edilmesi ne kadar doğru diye düşündürmedi değil.

Statlar mı sandık mı?

Hak aramayı yasalar ve kurallarla kararlı ve sabırlı bir şekilde yönetmek, en olmayacak eşiklerin başında bekleyenleri yıldırabilir ve değişmez denilenleri değiştirebilir.

Statlar bir hak arama yeri olabilir mi?

Ya da ‘‘Bir daha bu sokakta size top oynamak yasak’’ ile ceza kesme şekline dönebilir mi?

Taraftarlar için şu an hiçbir yaptırım düşüncesi onları yıldıramaz hale getirse de kulüplerinin yardım kampanyalarını yürütmeleri, halka faydalı olmaları ve sporun sağduyusu için stattan sandığa ilerleyecek bir sürecin bizi bekleyeceği kesin.

Hakkı usulune göre aradıktan sonra stadyumlardan kuralına uygun hesap sormalar ve yetkili kişilerden savunma isteyecek seslerin hiç susmamak üzere yükselmesi, kulüplere yakışan en şık davranış olacağı da bir gerçek..

Aslı Coşar

Diğer Haberler ⤵
Yorum Bırakın
mersin escortmersin escort